Birçok sözlüğe göre anne, baba ve çocuktan oluşan topluluğa aile dense de, kan bağı olmalı mı yoksa olmamalı mı konusunda tartışmaların sürdüğünü söylemek doğru olacaktır. Her insan aile hissetmek için evlenmeli mi, çocuğu olmayan evlenmiş çiftler neden aile sayılmamaktadır? Bu sorulara cevap bulmak önemlidir.

Toplumdan topluma göre aile kavramları değişmektedir. Toplumun en küçük biri olarak açıklanan aile, kişisel gelişim için de toplumsal gelişim için de önemlidir. Modern toplumlarda aile evlilik ile kurulsa da birçok kişiye göre evlenmeden de bir aile olabileceği konuşulmaktadır. Aile, geçmişten günümüze oluşacak sağlıklı bireyler için, gerekli bir kurum olarak kabul edilmiştir. Aile kavramı konuşulduğu zaman, iletişim de en az kavram kadar önemlidir.

İnsanlar tarihsel süreçte de küçük topluluklar halinde yaşamaktadır. Bu yaşamın kolaylaşması için gerekli bir unsur olarak görülmektedir. Daha güvenli ve daha sağlıklı bir yaşam serüveni için aile kavramını oluşturmak, yaşam hakları için gereklidir.

Bireylerdeki davranışlar genellikle ailede öğrenildiği için, çocukların gelişiminde çok büyük bir rol oynamaktadır. Ailenin bir toplumsal sistem olduğunu unutmamak gerekir. Aile toplumsal inançları, gelenek ve görenekleri aktarabildiğimiz en değerli yapıdır. Dolayısıyla, çocukların eğitim ve öğretiminde, aileye çok büyük pay düşmektedir.

Aile bireylerin psikolojisini etkileyen bir kavramdır. Ailenin içinde bireyler psikolojiye önem göstermeli, çocukların hayatla ilgili sorgulamalarında ve varoluşsal düşüncelerinde gerekli bir unsur olarak düşünülmektedir.

Aile ortamı çocukların gelecekte de nasıl bir aile olacağını da belirler. Bu yüzden anne ve baba çocuğun gelişiminde katkıda bulundukları için, geçmiş ve şimdiki zamanı birleştirip iyi ve yararlı bir gelecek kurmasını sağlayacak kişilerdir.

Her birey bir ailenin içinde doğmaktadır.  İnsanların bazı duyguları vardır. Bu duygulardan, güven, sevgi gereklidir. İnsanlar ihtiyaçlarını sağlama konusunda belirli bir yaşa kadar ailesine muhtaçtır. Ailenin içindeki bireyler birbirlerinden etkilenmektedir. Ailenin içindeki bireyler birbirlerinden etkilenme

Güçlü kalmak, iyi hissetmeyi istemek, sevgi ve saygı ihtiyacı hissetmek normaldir. Bu duygunun öğrenilebilmesi için ailede önemli bir etkileşim olmalıdır. İletişim çok önemli bir unsurdur. Yapay ilgi göstermek, çocuğu küçümsemek, sevgi ve saygı gibi gerekli duygu durumlarını çocuğa vermemek, ailenin çocuğuna karşı yapacağı en büyük kötülüklerden biridir.

Bazen insanlar, sadece evlendikleri kişiler ile değil, kan bağı olmadığı kişiler ile de aile gibi hissedebilmektedir. Yine aynı şekilde kadın ve erkeğin sadece evli olması, çocuğunun olmaması da aile olmasını sağlayabilir. Bazen bazı kişiler kan bağı olmadığı kişileri de kardeşi olarak görebilir. Ya da öz annesinden daha çok sevdiği bir kadına, anne demek isteyen çocuklar mevcuttur.

Aile çocuklara kimlik kazandırma konusunda çok etkilidir. Çocuk kendi kimliğini bulma yolunda anne ve babasından etkilenmektedir. Annenin veya babanın daha otoriter olması çocuğu olumsuz etkilemektedir. Eşitlik ve adil olmak ailenin içinde öğretilmelidir. Yine aile, çocuğun kişiliğinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır.

Çocuğun gelişimi için doğduktan sonra değil, doğmadan önce yani anne karnında, hamilelik döneminde de dikkatli davranılması gereklidir. Modern aile yapısında kişiler kendi benliklerini bulma yolunda çok fazla araştırma yapsa da yine de aile bağı göze çarpmaktadır. Her kişi ailesiyle arasını iyi tutmak, sevgi ve saygı görmek istemektedir. Çocuklar onaylatma arzusunu ve sonsuz sevgiyi ancak ve ancak ailelerinden gördükleri için buna ihtiyaç duymaktadır.

Bu yüzden toplumun dayattığı aile kavramında eksiklikler olduğunu savunan psikologlar, sadece kan bağı olarak değil his ve duygu durumlarına bakarak söylenilebilecek bir kurum olduğunu söylemenin doğru olduğunu düşünmektedirler.