Bütün dünya bizimle aynı fikirde olsaydı neler olurdu? Peki bu ikili ilişkilerde sorun teşkil eder miydi? Tamamen aynı fikirde olduğunuz bir insanla iletişim kurmak istiyorsunuz, ne yapmanız gerekir? Onaylamak her zaman olumlu bir durum mudur?
Dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir kişide aynı düşünceyi savunduğunuzu hissettiğinizde, kendinizi daha rahat, daha güvende hissedersiniz. "Safezone" kavramının, bir başka şekli denilebilir bu duruma. "Güvenli Alan" anlamına gelen "safezone" yeni bir şey yapmaktan çekinen, kendini rahat hissetmeyen insanların kullandığı bir kavramdır. Peki yeni bir düşünce için de bu durum söylenebilir mi?
Yeni düşünceler ya da aynı düşünceler için yeni bir kavram düşünülmemiştir. Fakat şöyle söylenebilir, insanların her zaman sizinle aynı düşünmeyeceğini ya da hissetmeyeceğini bilirsiniz. Her nedense aynı konuda aynı kelimeleri kullanmak aynı hissetmek insanları rahatlatan bir şeydir. Bazı insanlar farklılıktan hoşlanabilir, bazıları ise duyguların ve düşüncelerin ortak olmasını sever, genellikle insanların aynı düşünmesi ilişkilerin ömrünü kısaltabilen bir madde olmuştur. Zaten bu durum kaostan beslenen insanlar için, zorlayıcı bir durumdur. Bu yüzden size en uygun olan partner veya arkadaşla iletişim kurmayı denemeniz gerekmektedir.
İnsanlar tabii ki bizimle aynı fikirde olmak zorunda değil. Fakat aynı fikir nereye/ne zamana kadar olumlu bir şeydir? Nerede bizi etkilemeye başlar? Bu sorulara cevap vermek ikili ilişkilerimiz için çok önemlidir. Büsbütün, eksiksiz ve tam olarak, mükemmel biçimde, aynı fikirde olmanın doğru olmadığını hatta mümkün olmadığını biliyoruz. İlişkilerde, bazı anlarda o kadar da mutlu edici bir şey de değildir. Aynı fikirde olmak bazı durumlarda ilişkinizi ileriye taşımaya yardımcı olsa da, paylaşılan konunun azalması ve sürekli aynı şeyi düşünme durumu sizi bir yerden sonra rahatsız edecektir.
Farklı fikirlerde olan insanlarla bir paylaşım söz konusudur ama iletişim kurduğumuz insanların bizimle genelde aynı fikirde olmasını isteriz. Farklı kavramların, ayrı düşüncelerin bize bir şeyler katacağını düşünmeyiz. Değişik, ilgi çekici herhangi bir yeni kavramda, onaylama ihtiyacı hissedebiliriz. Ya da konu hakkında yorum yapmak ve tartışmaya girmemek için onaylama arzusuyla, istemediğimiz şeylere katılıyormuş gibi davranabiliriz. Bu durumda yapılacak önemli maddelerden, ilkini açıklamak doğru olacaktır.
- Farklı fikirde olduğunuz bir insanla tartışmaya girdiğiniz zaman, kendi fikrinizi açıklamaya çalışırsınız ve hem kendi düşüncenizin derinliğini ölçersiniz hem de tartışırken farklı farklı bakış açıları öğrenirsiniz, kendinizi anlatırken kendi fikirlerinizi gözden geçirmiş olursunuz.
- Fikrinizin daha önce gözünüze batmamış bir noktası konusunda karşı taraftan bir sorgulama gelirse, düşünecek bir şeyiniz olur, bu size fikrinizi eskisine göre daha da sağlamlaştırma imkanı verir. Bu durumda sizinle aynı fikirde olmayan insanlardan size yeni bir kavram, yeni bir düşünce gelmiş olur.
- Biriyle aynı fikirde olmak, aynı zamanda kendinize hiçbir şey katmamak anlamlarına gelebilir ve sohbetiniz ilerleyen zamanlarda sıkıcı bir hale bürünebilir. Bu durumu engellemek için, kendinizden farklı biriyle iletişime geçmek, hayatınıza da değişiklik katacaktır.
İkili ilişkilerin sıkıcı bir hale gelmemesi için, yeni bir konu bulmak ve her şeyden önemlisi, iletişim kurmak çok önemlidir. Hayatla ilgili düşüncelerinizi paylaştığınız her an, sizin de karşı tarafa yeni bir bilgi verme isteği ve durumu söz konusu olacaktır.
Belirli bir sorun teşkil edip etmemesi konusunda ise şunlar söylenebilir, psikolojinizi ve sizi etkileyen herhangi bir durumu aktarma biçiminiz karşı taraf için önem arz eden bir konudur. Bu durumda, her ilişki için aynı sonucu söylemek, aynı kavramları kullanmak doğru bir yargı olmayacaktır.
Bu yazıdaki düşünce tarzları genellikle istatistikler kullanılarak oluşturulmuştur. Herhangi bir genelleme söz konusu da değildir. İnsanlar arasındaki iletişim, kavram kullanımı ve geçmişindeki travmalar ya da olumlu olaylar bu durumları etkilemektedir.