Birçok insanın özellikle günlük hayatında kendini ihmal ettiğini görüyoruz. Evli olan çiftlerde bu durum biraz daha artsa da aslında birçok insan kendi sevdiği işte çalışmamakta, çok istediği evi ya da arabayı alamamakta hatta belki de istediği ülke veya şehirde bile yaşayamamaktadır. Bu durum ilk olarak kulağa çok normal bir şey gibi gelse de bunun bir psikolojik problemi olduğunu anlatmakta fayda vardır.
İnsanların çoğu istemediği ülke veya şehirlerde yaşamaktadır. Bu durumun çözülebilmesi için bir adım atmak gerekmektedir fakat insanlar genelde bu adımı atmaktan çekinirler belirsizlik korkusu cesaretin az olması güvenli alanın dışına çıkmak istememeleri bunların sebeplerinden biridir.
İnsanın sadece bulunduğu şehri istememesi yetmez aynı zamanda hiç istemediği bir işte de çalışma zorunluluğu olur. Bu da bu hayatı kendisi için yaşamadığını gösterir. Bu insanın kendisine yapabileceği en büyük zarardır. Çünkü kişi kendisi için bu hayata yaşamıyorsa başkası için yaşamak onun içinde her zaman bir suçluluk duygusu yaratacaktır.
HAKLARA SAYGI DUY
Kendinizi yeniden keşfetmeye başlamak önemli bir seçenektir. Neyi sevip neyi sevmediğinizi bilmek tekrar hayata tutunmayı sağlayacak sebeplerden biridir. Başkaları uğruna kendimizden vazgeçmek fazla saygı, fazla empati gibi kavramları kullanmak, kendi yaşam haklarımıza saygı duymadığımızı gösterir.
Bu yüzden aslında ilk olarak kendi yaşam haklarımıza saygı duymak daha sonrasında insanları düşünmek ve onların haklarına saygı duymak daha önemlidir. Çünkü insanın ne yaparsa yapsın, bu hayatta kalıcı olmadığını bilmesi önemlidir ve hiçbir şekilde yaptığı durum veya olayların geri alınamayacağını öğrenmesi gerekmektedir.
Kişi kendi kişilik haklarına saygı duymuyorsa başka bir insanın ona saygı unsurlarını özellikle de kişilik haklarını vermesi mümkün değildir.
KENDİNDEN VAZGEÇME
Özellikle ailesi olan insanlarda, yeni evlenmiş ve çocuğu olan kişilerde tüm hayatını belirli bir insana ya da belirli bir çocuğa yöneltme eylemi söz konusudur. Anne ve babalarda “Çocuğum için yaşıyorum” cümlesini çok fazla duyarsınız bu cümle her ne kadar geleneksel olarak doğru gelse de insanların psikolojik olarak, doğru bir yolda olmadığını söylemekte fayda vardır çünkü hiç kimse başka bir insan için yaşamamalıdır.
Anne baba tabii ki çocuğun yanında olmalı her şekilde olumlu veya olumsuz her durumda onunla birlikte hareket etmeli, güven duygusunu vermeli ve ilgisini yeterli bir şekilde göstermelidir. Anne babanın çocuklardaki etkileşiminin ne kadar önemli olduğunu zaten biliyorsunuz fakat herhangi bir kişinin çocuğu için kendisini feda etmesi kişilik haklarına aykırı bir durum olmaktadır.
Psikologlar bu duruma açıklık getirirken “Kişi kendisinden vazgeçmesinin çok normal bir şey olduğunu düşünmektedir” derler. Yani anne veya babanın çocuğu için kendisinden vazgeçmesi onlar için normal bir olaydır. Fakat bu birçok psikolog ve doktora göre normal bir durum değildir. Sadece anne- baba -çocuk ilişkisinde değil bir insanın, bir insan için kendisini feda etmesi kendisinden vazgeçmesi de kendi kişilik haklarını ikinci plana attığına göstermektedir.
ÇÖZÜM YOLLARI NELERDİR?
Kendinize İhtiyacınız olan zamanı yaratmalısınız ve bir başkası için yaşamayı bir kenara bırakmalısınız. Size iyi gelen şeyleri yapmalı bir hobi edinmeli hayata tekrar tutunmaya çalışmalısınız. Geçmiş ya da gelecek sizi etkilememeli şu anda kalmaya özen göstermelisiniz.
Kendi sınırlarınızı kendiniz belirlemeniz gerektiğini unutmayın ve bu sınırlara karşı dikkatli olmaya çalışın. Herhangi bir insanın sizin kişisel sınırlarında müdahale etmesine izin vermeyin. Kaygı ve olumsuz düşünceleri atmanın en güzel yolu nefes egzersizleri yapabilmek, spor yapabilmek ve yeni bir hobi edinebilmektir. Fakat bunları denedikten sonra hala siz kendinizi ihmal etmeye devam ediyorsanız , bir psikoloğa görünmekte fayda vardır.