Modern çağın ilerlemesi ve gelişmesiyle birlikte insanların hayatları ve yaşam koşulları daha zor hale gelmeye başladı. Her işin internet ve telefon aracılığı ile yapılmaya başlandığı yıllar içinde çoğalan hastalıklar ve hiç bilinmeyen hastalıkların süregelen çıkış yaşatması oldukça önemli sorun haline geldi. Son 1 yıl içinde değişen düzenle birlikte psikolojik rahatsızlıkların çoğaldığını tahmin etmek oldukça kolaydır. Peki, insanı en çok yıpratan şey nedir? Bu sorunun cevabı çok geniş olduğu için her insanda farklı bir cevap algısı oluşturacaktır. Kişiyi, yaşadığı hayatta en çok zorlayan konu ne ise; oradan yara alacağını tahmin etmek mümkün olabilir. Fakat korona virüs bundan önceki çıkan virüsler gibi hayatı ve yaşam koşullarını tümüyle değiştiren ve yeni bir düzen oluşturmamızı sağlayan hastalık olarak biliniyor. Ayrıca toplum sağlığını tehdit eden bir durum olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte gelişen modern çağın bilinen en yeni hastalığı olarak karşımıza çıkıyor. Zincirleme ilerleyen diğer hastalıklar ise; son yıllarda çoğalmış ve birçok belgesel türüne konu olmuş türdendir. Vaka zincirindeki artış çoğaldıkça insanların hayata karşı umutları da azalmış oluyor. Bu hastalıklar sadece kişinin, kendisini etkilemiyor. Aynı zamanda yakınında bulunan kişileri de tehdit etmeye başlıyor. Bu nedenle var olan soruna dur diyebilmek için hep birlikte hareket edilmesi doğrudur.
Çağın Hastalıkları
Öncelikle beden sağlığını tehlikeye atan fiziksel hastalıkların önüne geçmeyi başaran ruhsal rahatsızlıkların ilk sırada yer aldığını belirtmek doğru olacaktır. Kişinin, yaşadığı hastalık ne olursa olsun ilk önce ruhsal anlamda çökmeye başlıyor. Stresten kaynaklı gelişen bu durum, fiziksel hastalığında daha hızlı ilerlemesini sağlıyor. Ardından yine strese bağlı gelişen uyku problemleri ve kronik baş ağrısı ikinci sırada yer alıyor. Genel anlamda fibromiyalji denilen ağrı çeşitleri başlıyor. Bel, boyun, baş ağrısı tarzında gelişen ağrılar, kişinin yaşadığı strese bağlı gelişmeye başlıyor. Bunun peşini obezite takip ediyor. Çünkü stresli haldeyken insanların geneli hamurlu yiyecek tüketimi ve hazır gıda tüketimini çoğaltıyor. Hareketsiz bir yaşam şekli ve sürekli yemek yeme isteği bir süre sonra farkında olmadan çok hızlı şekilde kilo problemi başlatmış oluyor. Beraberinde mide hasarları oluşmaya başlıyor. Stres altındayken en çok tüketilen şeyler genellikle kafein, hamur işleri, alkol ve sigara olarak biliniyor. Bu nedenle gastrit, reflü tarzında rahatsızlıklar ön plana çıkıyor. Peşinden bağırsak rahatsızlıkları oluşmaya başlıyor. Kabızlık, şişkinlik tarzında gelişen hastalıklar artmaya başlıyor. Tüketilen şeylerin artmasıyla birlikte stresle birleşen bu durum özellikle sedef hastalığına yol açıyor. Cilt ve zührevi hastalıkların artması nedeniyle bağışıklık sistemi de çökmeye başlıyor. Bağışıklık çökmeye başlayınca fiziksel rahatsızlıklarda çoğalmış oluyor. Peşinden duygusal boşluk yaşama hissine kapılmak, değersiz hissetmek, internette daha fazla vakit geçirmeye başlamak ve intihar düşüncesi olarak sonlanıyor. Bu hastalıkların tümü yaşadığımız çağda en fazla görülen hastalık türleri olarak biliniyor. Bu nedenle değişen düzene ayak uydurmaya çalışmak yerine kendinizi en iyi hissettiğiniz veya hissedeceğiniz düzene alışmaya başlamalısınız. Yaşam kalitenizi düşürmeden ve sağlığınızı olumsuz yönde etkilemeden yaşamınızı daha güzel hale getirmeniz mümkündür. Bunun için öncelikle çok istekli olmanız gerekir. İstemek başarmanın yarısıdır. Diğer yarısı da başaracağınıza inanmaktadır. Emin olun ki kendi hayatınız ve aileniz için başlatacağınız en küçük çaba, beraberinde mükemmel sonuçlar doğuracaktır. Hayatınızı değiştirecek bu sistemlerin her biri yeni bir sistemin gelmesiyle birlikte eskiyecektir. Bu nedenle ayak uydurabilme isteğiyle her an her şeye yetişmeye çalışmayın. Çünkü bu durum sadece sizi yıpratan ve içine çeken bir çukurdur.
