Hayatla ilgili yapmak istediğiniz şeyleri yapamıyor ve o içinizdeki gücü göremiyor musunuz? Bunun için neler yapmanız gerektiğini bilmiyor ve sadece zamanın geçmesini mi bekliyorsunuz?
İnsanların hayatla ilgili mücadelesi, kişiden kişiye göre değişse de aslında, her insanın ortak bir noktada buluştuğunu söyleyebiliriz. Herkes yaşam mücadelesi veriyor. Herkes farklı durumlarda, farklı kişilerde belki de aynı şeyi hissediyor ve istiyor. Bu tarz düşüncelerden sıyrılmak için, ilk olarak herkesten farklı olma isteğimizi bir kenara bırakmamız gerekiyor...
Davranışlar, statüler, başarılar, arzular, sevme biçimlerimiz farklı olsa da bizimle aynı düşünen, aynı hisseden insanların olduğunu bilmek bizi rahatlatacaktır. Her insan her ne kadar biricik olsa da aslında başkalarına benzeyen durumları ve olayları olan bir canlıdır.
Bu bilgiden yola çıkarak, kendimizle verdiğimiz mücadelemizde sadece bizim değil, karşımızdaki kişinin de aynı durumda olduğunu düşünerek hareket etmeye ve daha çok empati yapmaya başlayabiliriz.
Sadece bizim bildiğimizi zannettiğimiz bilgiler ya da düşünceler varsa, belki de çoğu insan bu bilgiyi biliyor olabilir. Bu durumları unutmamak gereklidir. Özgün olduğunuzu zannettiğiniz her noktada, başkasının düşüncesini düşünüyor hatta bunun üzerinden hayatınızı sürdürüyor olabilirsiniz.
Peki ya elinizden hiçbir şey gelmediğini düşünüyorsanız ne yapmalısınız?
Enerjinizin kalmadığını ve yaptığınız her şeyin boşa kürek çekmek olduğunu hissediyor ve düşünüyor olabilirsiniz. Bunun için ilk olarak sorunun ve hissettiğimiz şeyin ne olduğunu çözmemiz gerekmektedir. Eğer siz kendinizi anlayabiliyor ve sorunun ne olduğunu az bile olsa anlayabiliyorsanız bunun üzerine gidebilirsiniz.
Eğer çözemiyorsanız, tükenmişlik sendromunu araştırmanız iyi olacaktır. Bireyin gücünü ve enerjisini kaybettiğini hissetmesi ve iç kaynaklarındaki tükenme durumundan yola çıkan bu durum. Çok fazla evde kalmaktan, sürekli aynı olayları yaşamaktan yola çıkabilir. Stres ile mücadele edemeyen birçok insanda görülür.
Duygusal tükenme ve duyarsızlaşma boyutlarından meydana gelir ve tetiklenir. Birkaç madde ile örneklendirmek gerekirse uyku düzeninde bozulmalar, yorgun uyanma, enerjide düşüş, nefes alıp verirken zorlanma, kalpte çarpıntı olabilir.
Bazı boyutlarında kendi kendinize tedavi söz konusudur. Problemleri kendimizin çözebileceğine inanırsak, sendromun başlangıçlarında bize iyi gelecek şeyleri bulabiliriz. Bunun üzerine giderek, kendimizi koruyabiliriz.
Dr. Joseph Murphy “Problemlerin çözümü kendi içinde yatıyor. Dış unsurlar bir kişinin düşünce şeklini değiştiremez. Zihniniz sadece size aittir. Daha güzel bir hayat yaşamak için değişmesi gereken dış unsurlar değil, sizin düşünce şeklinizdir. Değişim gücü sizin zihninizdedir ve içinizdeki gücün sırrını kullanarak, hayatınızı iyiye yönlendirebilirsiniz.” der.
İçimizdeki güce inanarak bazı şeyleri düzeltebilme fikri birçok durumun başlarında iyi gelecektir. En basit örnekleriyle birkaç madde sizin sendromdan kurtulmanızı sağlayabilir.
İnsanlar günlük hayatın içinde para kazanırken veya evde vakit geçirirken bazen neyin onlara iyi geldiğini neyin gelmediğini düşünmeyebilir, ya da alışmış olduğundan, problem yaratmamak için susabilir. Fakat insanlar psikolojisini en az bedeni kadar önemsemelidir.
Kişiler kaldıramayacağından fazla sorumluluk almamalıdır. Gerektiğinde hayır demesini bilmelidir. Ev veya iş ortamında kendine iyi gelmeyen ve değişebilecek durumlar varsa bunları değiştirmeye çalışmalıdır. Hata yapabileceğini kabul etmelidir. Mükemmel olmak için çaba göstermemelidir.
Buna inanmıyorsanız ya da güç konusunda da endişeleriniz varsa, daha kötü ve çözülemeyecek hissediyorsanız da bir psikoloğa gitmeniz gerekmektedir.
