20/12/2020 - 23:36

Sosyal Medyada Paylaş

Acıyan Her Çocuğa Saygıyla..

Çocuklar saftır,temizdir,riyasız,yalan dolansızdır..En büyük yarayı onlar alır aslında bilinmez..En çok onlar kanar yıllarca hiç dinmez..
Çocuklar acı çeker mi? çeker..hemde en alasından..
Mesela çok istediği bir oyuncak alınmadı diye değil..istediği oyuncak hiç alınmadığında..
Mesela okulda almak istediği bir yiyeceği hiç alamadığında acı çeker..
Karşısında iştahla yiyen zengin çocukların gölgesinde daha da ezilir..
Hayatında ilk defa tost yemenin heyecanıyla 1 aylık biriktirdiği harçlığıyla bakkalın dibinde heyecanla bekler..merakla yapımını izler ve bitmesin diye akşama kadar gıdım gıdım yer buz gibi taşlaşan tostu..
Denizin olduğu memeleketinde hiç denize girmemiştir mesela..
Yaz sıcağında duvara başını dayayıp denize giden komşuların telaşlı hazırlıklarını izler..iç geçirir..onların tenleri hep kavruktur o ise bembeyaz..
Ayakkabıları hep su çeker kışın karında soğuğunda..
Çocuk aklıyla büyüyünce içinde ufak sobaların olduğu çizme icat etmeyi hayal eder soğuğun verdiği acıyla..
Biz bilmeyiz anlamayız ama çocuklarda yaralanır..tıpkı büyükler gibi..
Ucuz kömür yakarlar sobaları hep tüter odanın içi zehir zemberek duman kokar..
 Okulda dergi parasını hep en son verince mesela.. öğretmen her istediğinde acırlar..üzülür kanar çocuk..
Çocuklarda büyükler gibi acı çeker aslında..
Bir elmayı hep paylaşmak zorundadır..hiç yanlız yeme şansı yoktur.. kalemini defterini paylaşmak zorundadır.. hatta hayallerini bile yanlız kuramaz...çünkü hayat ona o şansı vermemiştir..hiç pijaması geceliği olmamıştır...olan komşu kızına hevesle bakıp günlerce ağlamıştır..
Büyüdüğünde alsada en alası en pahalısından ne fayda..o acıya merhem olmamıştır..
Oyuncaklarla dolu odalarını izler hevesle başka çocukların..
 Bir anlam veremez başkalarında renkli olup onlarda siyahbeyaz televizyon olmasına anlam veremediği gibi.. Komşu çocuğunun beslenmesinde kuru köfte muz olup onunkinde kuru zeytin ekmek olmasınada....
 Küçülse bile zorla her sene giydirilen o pardesüye de..
 Kendisine ait bir yatağı hiç olmaz onun için umududa yoktur..
 Bahçedeki toprağa yatıp ikindin güneşinde parlayan kavak ağacının yapraklarına bakar..onları elmas hayal eder..
 Toplayıp babacığına verse herşeyin çözüleceğini herşeylerinin olacağını hayal eder..Yıllar geçer o minik çocuk büyür büyür büyür..
 Yıllar bedenini ruhunı eskitmiştir ama eskitemez anıları en çokta acıtanları...
Biz zannederiz ki çocuk unutur..anlamaz acımaz..
Çocuk yaşadığı her acıyı kördüğüm gibi yüreğine sarar..
Her bebek aldığında..
Gecelik aldığında..
Bot aldığında..
Muz yediğinde..
Canı yanar gözleri dolar..
Kanar..
Yüreği acır..
Biz bilmeyiz ama her çocuk kanar aslında hem de en afillisinden..
Acımayan kanamayan hayıflanmayan nesiller yetiştirmek umuduyla...saygıyla...

0 0