Belgesel hayranları için iyi haber! Kurgusal olmayan hikaye anlatımı 2020'de oldukça popülerdir. Halkın ilgisinin çoğunu çeken belgeseller, şu konuları ele alıyor: Skandallar, politika, bağımlılık, ölüm...

Ancak arkalarındaki film yapımcıları, dünyamız hakkında sanatsal ve buna benzer bir konu işleyecekleri için doğru görüntüleri ve karakterleri bularak hikayelerini ince bir şekilde geliştirdiler. Şimdi bunlara bir göz atalım:

CITY HALL

Her yeni Frederick Wiseman filmi, hem vaftiz babası hem de gözlem tarzının ustası olduğu göz önüne alındığında, belgesel adanmışları için önemli bir olaydır. Bu belgesel atanmış ve seçilmiş devlet memurlarının seçmenleriyle etkileşimde bulunduğu, bayram kutlamaları kadar sıradan güvenlik ve adalet kadar önemli konularla uğraşan Boston belediye başkanının günlük işlerini takip ediyor. Aynı zamanda  Belediye Binası adlı bu belgesel, bir belediyeyi yönetmenin günlük sürecinin ne kadar zor ama önemli bir iş olduğunu gösteriyor.

THE GO-GO’S

2013 yapımı History of the Eagles filmiyle ve bu yıl ki mükemmel Laurel Canyon belgesel dizisiyle şimdiden beğeni topladı. Burada, 80'lerin olağanüstü ama kısa ömürlü LA pop-punk grubuna derinlemesine bakışı, bu kadınların, çağlarının en akılda kalıcı müziklerinden bazılarını yapmak için üstesinden gelmek zorunda oldukları madde bağımlılığı ve endüstri cinsiyetçilik problemlerini açık ve heyecan verici bir şekilde ele alıyor.

DICK JOHNSON IS DEAD

Bir kadının ölmekte olan babasıyla ilgili bir belgeseldir. Film yapımcısı Kirsten Johnson, sevimli, nazik babasının hem fiziksel hem de zihinsel olarak hızla zayıfladığını fark ettiğinde, onunla birlikte yaşamasını istedi, böylece birlikte olabildiğince çok zaman geçirip, anılarını paylaşıp ölümlülüğünü düşünebilecekti. Ayrıca hoşçakal deme sürecini aydınlatmanın bir yolu olarak ayrıntılı bir şekilde ölüm senaryolarını sahnelemek ve filme almaktan da eğlendiler. Bu belgeselin sonu tam olarak izleyenlere duygusal bir darbe vuruyor. Ancak sarsıcı ve sizi hıçkırıklara boğan bu diziden geriye kalan, aile, yaşlanma ve hepimizin insan olduğunu tekrar hatırlatan hoş ve derin bir film.

The Social Dilemma

Hepimiz sosyal medyanın ilgi alanlarımız ve akıl sağlığımız için harika olmadığını biliyoruz, ancak Sosyal İkilem, toplumun genelini nasıl tehdit edebileceğini ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Facebook gibi şirketlerin kullanıcılarını manipüle etmek için kullandıkları taktiklere odaklanan The Social Dilemma, verilerinizin size istemediğiniz şeyleri satmak için nasıl kullanıldığına ve röportajlarla seçimleri salladığına dair örneklerle sizi korkutacak türden bir belgesel. Hatta sizi, Twitteri silmeye bile ikna edebilir.

Joan Didion: The Center Will Not Hold

Altmışlı yılların en büyük gazetecilerinden biri olan Joan Didion’un yazıları, hayatı boyunca efsanevi statüsünü kazandı. Şimdi, yeğeni Griffin Dunne, Didion'un sonraki yıllarında çekilen bu belgesel aracılığıyla mirasını hatırlıyor. Yaşlı bir Didion, Harrison Ford ve Anna Wintour'dan röportajlar sunan The Center Will Not Hold, kariyerini dokunaklı bir samimiyetle şekillendiren işlerin listesini çıkarıyor ve pek çok insanı etkileyen kelimelerin ardındaki kadını ortaya çıkarıyor.

Dreams Of A Life

Dreams Of A Life ile ilgili gerçekten çekici olan şey, aynı anda hem tamamen günlük hem de son derece sıradışı olmasıdır, Kuzey Londra'da normalde evinde tek başına ölü bulunan genç kadının hayat hikayesi 2006 yılında ele alındı. Film yapımcısı Carol Morley, kadını tanıyan ve sevenleri, Joyce Carol Vincent'ı (Zawe Ashton'ın dramatize edilmiş sahnelerinde (canlandırdı) ve yavaş yavaş  gerçek hayatın tüm sıradan trajedileri ve kaçırılan bağlantılarıyla dolu bir varoluşu ortaya çıkardı.

Marianne And Leonard: Words Of Love

Leonard Cohen'in bir romancı olarak erken kariyeri başarılı olmadı. Ancak 1960'larda Yunanistan'ın Hydra adasında yaşarken, sonunda sevgilisi olacak ve ona "So Long, Marianne", "Bird On A Wire" şarkılarını yazması için ilham verecek olan Marianne Ihlen adında genç bir Norveçli kadınla karşılaştı. "Hey, That's Not the Way to Say Goodbye" onu dünyaca ünlü bir şarkıcı-söz yazarı olarak yörüngeye götürdü. Sanatçının ilham perisi olan bu ilişkisi (yönetmen Nick Broomfield'ın Marianne And Leonard: Words Of Love filminde gösterildiği gibi), Cohen dünyayı dolaşıp yeni kadınlarla tanıştıkça, Ihlen'i oğullarıyla Yunanistan'da geride bıraktıkça, nihayet sertleşecekti. Sonunda 2016'da birbirlerinden birkaç ay ayrı geçiriyorlar. Cohen ona derin bir veda mektubu yazıyor. Broomfield, 1968'de öğrenci olarak Marianne ile bir anlaşma yaptı ve ona konusu ve duygusal hayatı hakkında benzersiz bir kişisel anlayış kazandırdı.

Pandemic: How To Prevent An Outbreak

Şirket olarak bundan daha başarılı olamayacaklarını düşündüğünüzde Netflix, Ocak ayında koronavirüs haberleri ararken ve iki ay içinde dünyanın endüstriyel, sosyal ve ekonomik alanlarının çoğunu kapatırken Pandemic: How To Prevent An Salgın'ı yayınladı. Sadece bir virüsün ne kadar hızlı ve kolay yayılabileceğine bakmakla kalmayıp (korkutucu, ama şimdi bunun hemen hemen farkındayız), aynı zamanda bilim adamlarının, devletlerin ve uluslararası kuruluşların böyle bir olaya nasıl hazırlandığını anlatıyor. Tam olarak gündemimizi anlatan bu belgesel bence ilginizi çekecektir izlemenizi tavsiye ederim.

Our Planet

Doğa görüntülerini izlemekle ilgili sakinleştirici bir şey var, hatta ürkütücü olduğunda ve özellikle de yakın zamanda yayınlanan Our Planet serisinin anlatı ustası Sir David Attenborough tarafından tartışıldığında bile. Çarpıcı fotoğraf ve video çekimlerinin bir kombinasyonu sayesinde, gösteri dünyamızın eşsiz harikalarını araştırıyor. Yapımında altı yüz kişi yer aldı, bu yüzden sadece sunulan etkileyici manzaraların seviyelerini hayal edebilirsiniz. Doğayı merak edenler (temelde hepimiz), her bölümde büyük rahatlık bulacaklar ve kendilerini dinlenmiş hissedeceklerdir.

Catwalk: Tales From The Cat Show Circuit

Zorlu bir gün geçirdiyseniz ve hoş keyifli birşeyler izlemek istiyorsanız bu belgesel tam size göre. Belgesel kedi dünyasının Crufts yarışmalarını ele alıyor. Çoğu belgeselin aksine, Catwalk: Tales From The Cat Show Circuit sizi depresyonda bırakmayacak ve insanlığın durumunu sorgulattırmayacaktır. Bunun yerine, kendinizi gösterişli kedigillere ve takıntılı sahiplerine neşe içinde gülümserken bulacaksınız.

Rising Phoenix

Sporda mükemmellik her zaman eğlenceli bir belgesel konusu olur, ancak Rising Phoenix söz konusu olduğunda, Paralimpik sporcuların hikayeleri daha da ilgi çekicidir. Dünyanın en iyi Paralimpikçilerinin direncini ve katıksız kararlılığını vurgulayan Rising Phoenix, karşılaştığı engelleri ve onları nasıl aştıkları hakkında samimi bir şekilde konuştuğu  moral verici ama duygusal bir belgeseldir. Bu belgeseli izleyenler Rising Phoenix’in yolculuğundan etkilenecek, onun cesareti karşısında şaşkına dönecek ve 2021'de (umarız) gerçekleşmesi gereken fakat  ertelenen Paralimpik oyunlar için daha da heyecanlanacaksınız.

Sleep Furiously

Varoluşta Sleep Furiously'den daha sakinleştirici bir belgesel varsa, onu henüz keşfetmiş değiliz. Film yapımcısı Gideon Koeppel'in ailesi, 1930'larda Nazi Almanya'sından, Trefeurig'in küçücük Galler çiftçi topluluğuna yerleşmek için kaçtı ve 2008'de büyüdüğü ve annesinin hala yaşadığı vadide sessiz ama derinden zorlayıcı bir yaşamı belgeledi. Belgeselin odak noktası tam olarak şudur: küçük yerel okulu açık tutma mücadelesi, çılgınca bir çoban yarışması, gezici kütüphane turları yapılıyor bunların hepsi kırsal kesimde güzel, yavaş bir yaşam vizyonuna katkıda bulunuyor.