Koronavirüs Pandemisi: İlk Günlerden Bugüne Yaşananlar ve Aşı Tartışmaları

2020 yılının başlarında, dünya televizyonlarında Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan bir virüsün haberleri yayıldı. Koronavirüs olarak bilinen bu virüs, laboratuvarlardan dışarı sızmış ve hızla yayılmaya başlamıştı. Haberlerde, insanların sokak ortasında ani ölümlerine ve hastanelerin dolup taşmasına şahit olduk. Bulaşıcı bir salgın hastalık olarak hızla ülke sınırlarını aştı ve Türkiye'ye kadar ulaştı. 15 Şubat’ta ilk vaka tespit edildi ve Mart ayının ilk haftasında sokağa çıkma yasakları uygulanmaya başlandı.

Zamanla koronavirüs vakaları arttı ve ülkemizdeki insanlar iki gruba ayrıldı: Virüse inanan ve tedbirleri ciddiye alanlar ile koronavirüs varlığını hafife alanlar. Ancak vakalar hızla çoğaldı ve kontrol edilemez hale geldi. Artık herkesin çevresinde bir COVID-19 vakası vardı. Sağlık sektörü bu kriz karşısında zorlanıyordu, insanlar ise büyük bir panik içindeydi.

Yakın çevremizdeki insanlar bu virüse yakalanıyor, ağır bir risk altına giriyordu. Koronavirüs salgını, hayatımızı her anlamda etkileyen, kontrolü zor bir hastalık haline geldi. Gün geçmiyordu ki bir ölüm haberi duymayalım. Koronavirüsün öldürücü etkisi karşısında çaresiz kaldık.

Koronavirüsün Toplumsal Etkileri

Özellikle yaşlılar, torunlarını göremeden bu hastalığa yakalanıp hayatlarını kaybediyor. COVID-19 pandemisi, çaresizliğin ve belirsizliğin hâkim olduğu bir dönem olarak hayatımıza damgasını vurdu. Evlerimizde hapis kaldık, sağlık ve geleceğimiz konusunda endişe duyduk.

Koronavirüs, dünyayı kasıp kavururken hepimizi durup düşünmeye zorladı. Bu virüs, bir ceza mı, bir değişim mi yoksa bir imtihan mı? Pandemi süreci, hayatımızın kıymetini bilmediğimiz birçok değerini gözler önüne serdi. Önceden farkında olmadığımız güzellikleri ve yaşamın değerini yeniden hatırladık.

Koronavirüs Aşısı ve Toplumdaki Çelişkiler

Aylarca beklenen koronavirüs aşısı nihayet geliştirildi. Ancak bu sefer de insanlar ikiye bölündü: Aşı yaptırmak isteyenler ve aşı yaptırmak istemeyenler. Aşı konusunda toplumda büyük bir çelişki yaşanıyor. Bu durum, bana geçmişteki sıtma salgını dönemini hatırlatıyor. O zamanlar da insanlar zehirli sıtmadan korunmak için verilen kinin hapını içip içmeme konusunda tereddüt yaşamıştı. Aynı şekilde, evleri ilaçlamaya gelen ekiplere karşı çıkanlar da vardı. İnsanlar bilinçsizdi ve bu da tedirginlik yaratıyordu.

Koronavirüs süreci de benzer bir bilinçsizlikle ilerliyor. Aşı konusunda huzursuzluk ve gerginlik hâkim. Ancak zamanla her şeyin düzeleceğine inanıyoruz. COVID-19 ve tüm etkilerini geride bırakıp, yeniden normal bir hayata kavuşmayı ümit ediyoruz. Hepimizin dileği, yarınlarımızın bahar tadında güzelliklerle dolu olması.