2000’li yılların başlarında robotlara büyük ilgi duyulurken 2020 yılından itibaren dronlar hayatımızın tam anlamı ile ortasında yer almaya başladı. Yaklaşık 200 araştırmacının yaptığı ulusal bir araştırmada günümüz şartlarındaki teknolojinin yeşil doku üzerinde doğurduğu fırsatlar ve fırsatsızlıklar araştırıldı.
Dronların ve otonom araçların kullanımının arttırılması şehir hayatının trafik yoğunluğunun azalmasına, dolayısı ile hava kirliliğinin önüne geçilmesine sebebiyet verebileceğine değinen araştırmacılar aynı zamanda kırsal alanda kullanılan dronların hem ekim - dikim işlerinde hemde bitkilerin ilaçlanması ve bakımı açısından büyük kolaylıklara sebebiyet vereceğini söyledi.
Bunlara ek olarak dronların sisteminin doğru şekilde ayarlanması ile güvenlik yönünden koruma ve erken uyarma gibi avantajları da söylenen fırsatlar arasında yer alıyor.
Bu teknolojik gelişmelerin fayda sağlayan fırsatları kadar zarar verebilecek fırsatsızlıkları da bulunmakta. Bu otonom ve dron sisteminin işleyebilmesi için yeşil dokunun tahrip edilme olasılığı, araştırılan veriler arasında yer alırken aynı zamanda ‘balta girmemiş orman’ tabiri ile insan erişiminin olmadığı doğal güzelliklere insanların erişebilecek olması ise yeşil dokuyu tehdit eden unsurlar arasında gösteriliyor.
Sonuç olarak araştırmacılar teknolojinin her yanımızı sardığını ancak iyiye yönelim isterken daha kötüye gidebilecek evrensel bir kaosa sürüklenmemek için temkinli adımlar ile hayatımız ve otonom sistemler birleştirmemiz gerektiği kanısına varmaktadır.