Partnerinizin çocukluğunda yaşadığı herhangi bir travmanın onu bu hale getirmiş olduğunu unutmamak gerekir. Sevgisiz ortamlarda büyüyen çocukların, saldırgan tavırlar gösterdiği gözlemlenmiştir. Bu durumun üzerine gidilmelidir ve asla göz ardı edilmemelidir.
İlk olarak saldırganlığın ne olduğunu açıklamak gereklidir. Saldırganlığın doğuştan gelen görüşü savunan Freud, saldırganlığı insanı yöneten, insan ve hayvan doğasında genetik kökenli gelen iki temel içgüdü olan yaşam içgüdüsü ve ölüm içgüdülerinin dışa vurumu olarak tanımlamaktadır. Saldırganlık öfkenin dışa yansıyan bir şeklidir. Kişi kendi gerçeklerini tanımıyor ve gereksiz amaç, beklenti içine giriyor olabilir. Bu amaçlar ve beklentiler gerçekleşmediği durumlarda kendince “engel” olarak gördüğü nesne ya da kişilere karşı saldırgan tavır sergiler.
Freud saldırganlığı önce doğuştan gelen, öğrenmeyle değişmeyen, evrensel bir içgüdü olarak tanımlamıştır ve cinsel içgüdü ile bağlı olduğunu kabul etmiştir. Saldırganlık küçük çocuklarda normal bir tepki olarak görülse de bunları araştırmak ve bu konunun üzerine gitmek önemlidir.
İnsanların saldırganlık kavramı hakkında düşündüğünde genelde akıllarına hep fiziksel davranışlar geldiği görülmüştür. Fakat, psikolojik saldırganlık da en az fiziksel saldırganlık kadar önemli bir kavramdır. Kişiyi korkutmak, tehdit etmek, hakaret etmek psikolojik, duygusal ve zihinsel saldırganlık özellikleridir.
Freud gibi düşünen birçok bilim insanı, saldırganlığın doğuştan geldiğini ve sonradan değişmeyeceğini onaylasa da şu anda bunun tam tersini düşünen bilim insanları da vardır. Saldırganlığın sadece doğuştan gelen genetik özelliklerle olmadığını düşünen bilim insanları, çevresel faktörlerin ve yetiştirilme ortamlarının da bireyin saldırgan olup olmamasıyla ilgili olduğunu söylemektedirler.
Onlara göre, şiddet ve düşmanlık yaşanan bir ailede büyüyen bir çocuk ilerleyen yaşlarında saldırgan bir karaktere sahip olabilir. Çocukların izlediği ve öğrendiği şiddet içerikli sahneler, karakterinin olumsuz yönde değişmesine sebep olur. Bilim insanları ve psikologlar, ailelerin bu konuda önem göstermesi ve daha hassas olmaları gerektiğini öneriyorlar.
Cinsiyetler arasındaki fark ise şöyledir; erkeklerin kadınlara göre fiziksel saldırganlık sergilemeleri daha fazladır fakat kadınların da saldırgan tavırları söz konusudur. Araştırmacılar, kadınların fiziksel olarak değil daha çok psikolojik ve duygusal olarak saldırgan tavırlar gösterdiğini belirtmişlerdir.
Peki saldırgan tavır gösteren bir çocuğa nasıl davranılmalıdır?
Spor ve yarışmalara katılan çocukların ilerleyen yaşlarda saldırganlık durumlarında büyük ölçüde azalma olduğu gözlemlenmiştir. Her şeyden önce çocuğa hoşgörü gösterilmelidir ve anne baba ilgisini eksik etmemelidir. Anne ve babanın çocuğa rol model olduğu unutulmamalıdır ve çocukta görülen herhangi bir eğilimin öncelikle aileden geldiği bilinmelidir. Ailedeki gerilim çocuğu etkilemektedir ve ilk olarak değişimin ailede başlaması gerektiği göz ardı edilmemelidir.
Devamlı baskı uygulamak, çocuğu tehdit etmek, azarlamak ve kısıtlamak gibi olumsuz durumlardan kaçınılmalıdır. Çocuğa verilecek sevgi asla azaltılmamalıdır. Kendini kötü hissetmesine izin verilmemelidir.
Çok fazla saldırgan davranış gösteren çocuğa şiddetle karşılık verilmemelidir. Aynı zamanda çocuğa saldırgan davranışları bıraksın diye verilen ödül yöntemi başarılı bir yöntem değildir. Bu çocuğun daha fazla saldırganlık göstermesine sebep olmaktadır.
Aynı zamanda saldırganlık gösteren taraf çok gergin ve sinirliyse sakinleşmesini beklemek bir çözüm olabilmektedir. Bazı insanlara sorumluluk almak iyi gelebilir. Birçok şeyleri başlatması ve bitirebilmesi, başarı duygusunu tatmin edecektir. Bu da saldırganlığın en aza indirilmesini sağlayabilir.
Bu çözüm yollarından hiçbiri çocuk ya da genç için yardımcı olmadıysa, büyüdüğünde hem kendisine hem de başka insanlara zarar vermemesi adına en erken dönemde bir psikoloğa görülmesi tavsiye edilir.
Eğer saldırganlık gösteren taraf çocuk veya genç değilse, benzer çözüm yolları uygulanabilir fakat yine partnerinizde veya etrafınızdaki kişi saldırganlık göstermeye devam ediyorsa, psikoloğa gidilip sorunun çözümüne odaklanılması ve bilinç altındaki durumun göz ardı edilmemesi önemlidir.