Kişiler geçmişinde yaşadığı özellikle kötü anıları silmek istemektedir. Özgür olduğu düşünceleri o anda yapmadığını ya da düşüncelerinde başkalarının ona zorla düşündürdüğünü hissetmek ister. Dolayısıyla kişi aslında geçmişini biraz çarpıtmaya meyillidir. Eğer istemediği herhangi bir durum yaşanmışsa geleceğe bunu taşıdığı zaman halledeceğini düşünmektedir fakat sürekli düşünülen anı, değişmesini istediğiniz bir anı olabilir bu yüzden beyniniz bunu değiştirmeye çalışabilir. Hatıralarımızdan kopmamak için sürekli hatırlamak yerine arada sırada düşünmek bizi daha iyi hissettirecektir. Çünkü her anı bize bir olgunluk katmaktadır.

Geçmişte yaşanmış olan bir olay ya da durumdan kaçmak kişinin o olayı ya da durumu yaşamadığı anlamına gelmez. Özellikle de eski sevgili, eski arkadaşlıklar bu konuda sınırlayan sebeplerdendir. Aklımızın ve duyumuzun sınırlarını aşmamızın tek yolu kendimizi özgür hissettiğimiz duyguları hissetmeye çalışmamızdır. Geçmişte kalan ama insanın kalbinde veya beyninde bitiremediği olay, durum veya kişiler gün yüzüne sürekli çıkan bir unsur olmaktadır. İnsanın kendi iç savaşını artırmasından başka bir şey değildir.

İnsan geçmişinden kaçmamalıdır. Kötü anıları varsa bundan kaçmak istemesi ve yok saymak istemesi çok normal olsa da bazı durumlarla yüzleşmek gereklidir. İnsan ancak bazı şeyler ile yüzleşirse, geçmişini hafifletebilir ve şimdiki zamana geçmişi getirmez. İçinde bulunduğunuz anı kaçırmamak için sadece bu anı düşünmek doğru olacaktır.

Bazen her ne kadar geçmişten kaçmak, bazı anıları hatırlamak istemesek de, bazı olay ve durumların bizi büyüttüğünü ve olgunlaştırdığını unutmamak gereklidir. İnsan, geçmişinden ders çıkarabilmektedir. Ders çıkarılan bir durumdan kaçmak doğru olmayacaktır çünkü öğrenilen bir unsur söz konusudur. Eğer kişi bazı durumları öğrendiyse, artık aynı hataları yapmayacağına inanıyorsa, geçmişi yaşanmamış gibi değil aksine kendine güvenerek hareket edebilir.

Yine aynı şekilde geçmişinden kaçmaya çalışan insanların geleceğinden de kaygı duydukları açıklanmıştır. Dolayısıyla insan eğer gelecek kaygısı yaşıyorsa bunun sebebi geçmişinden kaçmaya çalışmak istemesi de olabilir. Kişi kendi içinde bazı soruları sormaya çalışmalıdır. Bu sorulara cevap vermek geleceği için önemlidir.

İnsanın özgürlüğü hem geçmişinde hem de geleceğinde önemli bir kavramdır. Bu yüzden insan hep özgür olmak istemektedir. Fakat insan geçmişini silmeye çalışırken özgür olamaz hatta bahanelere sıkışıp kalmaktadır. İnsan kendi elleriyle özgürlüğünü kısıtladığı için şu anı da unutmaktadır. İnsan eğer sürekli geçmişini düşünürse, hayatı fazla ciddiye alır ve eğlenmeyi unutur. Ancak insanın ciddi olması kadar eğlenmeye de ihtiyacı olduğunu bilmek gereklidir.

İnsan bazen kaybettiği şeylerin geri gelmesini istemektedir fakat bunun belki de kendi hayatında en doğrusu olduğunu görememektedir. Kişi ideal ve gerçek olan şeyin hayatındaki bu olay olduğunu öğrenmeye çalışmalıdır. Hayatın düzenine hüküm göstermeyeceğimiz için, bazı olayları akışına bırakmak kişinin kendi yaşam stili için gerekli görülen bir unsur olarak açıklanmaktadır.

Geçmişten kaçmak mümkün değildir dolayısıyla insan bu olayı kendine bir işkence haline getirmektedir. Özgürlüğü ve mutluluğu sürekli arayan insan bunu kendi elleri ile engellediği için hayattan zevk almamaya başlar. Bu kaygı beraberinde depresyonu da getirebilir. Kişi kendini iyi hissetmediği zaman ve her şeye hükmetmek istediği zaman hayattaki kopuşunu da seyredecektir.

İnsan kendisi ile barışmak ve geçmişini affetmek zorundadır. Bu affetme, kendisine izin verme durumudur. Suçu hayata atmak değil, kendimizde aramak gereklidir. Bu suçu, suçlama olarak değil kendi hatalarımızı farkına varma olarak değerlendirirsek ancak o zaman geçmişten kaçmak istemeyiz. Dolayısıyla kişi kendini ve diğerlerini affetmelidir. Hatalarından ders çıkarmalıdır. En önemli unsur ise, geçmişi ya da geleceği değil, şu anı düşünmelidir.