Aristoteles bir zamanlar insan hafızasını, sıcak ve esnek başlayan, ancak sonunda soğuyan ve kalıplanması zorlaşan bir balmumu tablete benzetti. Uzun bir süre, öğrenme yeteneğimizin baskın görüşü buydu. Yani, biz gençken beyinlerimiz mükemmel öğrenme durumundadır, ancak yaşlandıkça yeni beceriler edinmemiz giderek zorlaşır. Basit bir ifadeyle: Yaşlı bir köpeğe yeni numaralar öğretemezsiniz değil mi?
Son araştırmalar, yaşlı bir kişinin öğrenme yeteneklerine olan güveni gibi diğer faktörlerin de oyunda olduğunu göstererek bu inanca meydan okudu. Yani beyin çevikliğimizin dakika dakika azaldığını düşünmeyi bırakırsak, aslında bir şeyler öğrenebiliriz.
Ve hızla yeni beceriler edinme becerisinin her zamankinden daha değerli olduğu günümüzün bilgi ekonomisinde, bu, kendilerini ve ekiplerini daha rekabetçi hale getirmek isteyen girişimciler için harika bir haber.
Kendini öğrenmeye adamak yalnızca ilk adımdır. Düşünme, planlama ve izleme yoluyla kişinin kendi düşüncesini düşünme gibi üstbilişsel etkinlikler de öğrenmeyi önemli ölçüde kolaylaştırabilir. bazı kişisel ve bilime dayalı teknikleri sizinle paylaşmak istedik.
1. Aralıklı Bir Tekrarla Başlayın
İster saksafon çalmayı öğreniyor olun, ister yabancı bir dil öğreniyor olun, ölçekleri tekrarlamak veya kelime dağarcığını gözden geçirmek, ustalaşmanın tek yoludur. Pratik yapmak veya tekrar etmek mükemmelleştirir.
Bunun neden işe yaradığına dair bilimsel bir açıklama var. Tekrarlama, beynimizdeki nöronları birbirine bağlayan aksiyomların etrafındaki miyelini artırır. Miyelin ne kadar fazlaysa, nöronlarımız o kadar hızlı çalışır ve bir şeyi o kadar iyi öğreniriz.
Bu öğrenme tekniğini kullanmak için yönetilebilir bir çalışma programı oluşturarak başlayabilirsiniz. O zaman bilgileri saklamak ve düzenlemek için bir yöntem seçmenizi tavsiye ederiz ve periyodik olarak kendinizi test etmeyi unutmayın. İlerlemenizi takip etmek, devam etme motivasyonunuzu artıracaktır.
2. Düşünmek İçin Zaman Ayırın
Düşünme, işteki performansı öğrenmek ve iyileştirmek için paha biçilmez olabilir. Harvard profesörü Francesca Gino ve meslektaşları, günün sonunda 15 dakikayı öğrenilen dersleri yansıtarak geçiren çalışanların 10 gün sonra, öğrenmeyenlere göre yüzde 23 daha iyi öğrendiklerini buldu. Düşünme, zaten öğrendiklerimizi sağlamlaştırmanın yanı sıra yeni fikirlerin üretilmesine de yardımcı olur.
3. Öğrendiklerinizi Aktarın
Hepimiz Elon Musk'ın olağanüstü bir öğrenme yeteneğine sahip olduğu konusunda hemfikir olabiliriz. Yazılım ve enerjiden ulaşım ve havacılığa kadar, roket şirketinin CEO'su gerçek bir bilgidir veya çeşitli alanlarda uzmandır.
Ancak Musk'ın geniş bilgi yelpazesi aslında onun öğrenme yeteneğinin ayrılmaz bir parçasıdır, çünkü çalıştığımız şeyi bir bağlamda alıp diğerine uygulamak, her ikisine ilişkin anlayışımızı derinleştirmeye yardımcı olur. Bu, öğrenmenin aktarımı adı verilen bir teknik ve Musk'ın röportajlarına göre iki aşamalı bir süreç kullanıyor. Birincisi, bilgiyi temel ilkelerindeki yapısöküme uğratır. Sonra onu yeni bir alanda yeniden inşa ediyor. Diyelim ki İtalyanca öğreniyorsunuz, ancak aynı zamanda daha iyi bir aşçı olmak istiyorsunuz.
İtalyanca yemek dersi alabilirsiniz. İkincisi, büyük olasılıkla dil anlayışınızı güçlendirecek ve size yarı Bolonezli bir spagetti nasıl hazırlayacağınızı öğretecektir. Polimat olmanın bir başka avantajı da yeniliğe yol açabilmesidir. Örneğin, bir köpeğin kürküne takılan bir diken, Velcro için tasarım ilham kaynağı oldu.
Girişimcilerin ve kuruluşlarının sürekli öğrenmeyle meşgul olmaktan kazanacakları çok şey var, ancak kişisel düzeyde, bu yaklaşımın günlük deneyimi de zenginleştirdiğini düşünebiliriz. Sadece kendinize güvenin ve göreceksiniz.