17/02/2021 - 15:27

Sosyal Medyada Paylaş

Düzenli Kafein Tüketiminin Vücudumuza Etkisi

Düzenli Kafein Tüketiminin Vücudumuza Etkisi

Kahve, kola veya enerji içeceği: Kafein, dünyanın en çok tüketilen psikoaktif maddesidir. Basel Üniversitesi'nden araştırmacılar, düzenli kafein alımının beynin gri maddesini değiştirebileceğini bir çalışmada gösterdiler.

Hiç şüphe yok ki kafein çoğumuzun daha uyanık hissetmesine yardımcı olur. Ancak akşam tüketilirse uyku düzenimizi bozabilir. Önceki çalışmaların da gösterdiği gibi, uyku yoksunluğu da beynin gri maddesini etkileyebilir. 

Peki, düzenli kafein tüketimi yetersiz uyku nedeniyle beyin yapısını etkileyebilir mi? Basel Üniversitesi'nden Dr. Carolin Reichert ve Profesör Christian Cajochen ve UPK (Basel Üniversitesi Psikiyatri Hastanesi) liderliğindeki bir araştırma ekibi bu soruyu bir çalışmada araştırdı.

Sonuç şaşırtıcıydı: Çalışmanın bir parçası olarak tüketilen kafein yetersiz uykuya neden olmadı. Bununla birlikte, araştırmacılar Cerebral Cortex dergisinde bildirdikleri gibi gri maddede değişiklikler gözlemlediler. 

Gri madde, merkezi sinir sisteminin esas olarak sinir hücrelerinin hücre gövdelerinden oluşan kısımlarını ifade ederken, beyaz madde esas olarak sinir hücrelerinin uzun uzantıları olan sinir yollarını içerir.

Çalışmaya her gün düzenli olarak kahve içen 20 sağlıklı gençten oluşan bir grup katıldı. Onlara iki adet 10 günlük periyotta haplar verildi ve bu süre zarfında başka bir kafein tüketmemeleri istendi. 

Bir çalışma döneminde, kafeinli tabletler aldılar; diğerinde aktif içerik içermeyen tabletler (plasebo). Araştırmacılar, her 10 günlük sürenin sonunda, deneklerin gri maddesinin hacmini beyin taramaları aracılığıyla incelediler. Ayrıca beynin elektriksel aktivitesini (EEG) kaydederek katılımcıların uyku laboratuvarında uyku kalitesini araştırdılar.

Veri karşılaştırması, katılımcıların kafein veya plasebo kapsüllerinden bağımsız olarak uyku derinliğinin eşit olduğunu ortaya koydu. Ancak deneğin kafein veya plasebo almış olmasına bağlı olarak gri maddede önemli bir fark gördüler. 

10 günlük plasebodan, yani 'kafein yoksunluğundan' sonra, gri madde hacmi, kafein kapsülleri ile aynı süreyi takiben olduğundan daha büyüktü.

Fark, beynin hafıza konsolidasyonu için gerekli olan bir bölgesi olan hipokampüs dahil olmak üzere sağ medial temporal lobda özellikle çarpıcıydı. Dr. Carolin Reichert, "Sonuçlarımız, kafein tüketiminin beyin üzerinde olumsuz bir yan etkisi olduğu anlamına gelmiyor" diye vurguladı.

‘’Kafeinin uyarıcı etkileri uyku düzenini etkileyebilir ve kanıtlar günlük kafein alımı, uyku kalitesi ve gündüz uyku hali arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir. Ancak duyarlılık kişiden kişiye değişir ve gün içinde kafein alımına uyum sağlamak uyku düzenini iyileştirebilir. Günün geç saatlerinde alınması uyku düzeninin iyileşmesine yardımcı olabilir.’’ Dedi.

Kafein ve Bağımlılık

Bilimsel kanıtlar, kafeinin, WHO tarafından da onaylandığı gibi bağımlılık yaratmadığını gösteriyor. Bununla birlikte, kafein tüketiminin aniden kesilmesi, bazı düzenli kafein tüketicilerinde yoksunluk semptomlarına yol açabilir, ancak bunlar genellikle şiddetli değildir ve kısa sürelidir.

Çoğu insan için düzenli olarak kahve içmek alışkanlık haline gelebilir, ancak alışkanlık bağımlılıkla aynı şey değildir. Dünya Sağlık Örgütü, kafein kullanımının bağımlılıkla karşılaştırılabilir fiziksel ve sosyal sonuçlara sahip olduğunu gösteren hiçbir kanıt olmadığını belirtmiştir.

Beyin haritalama teknolojisi, kafeinin bağımlılığın beyin devresiyle bağlantılı olmadığını göstermektedir.

Amerikan Psikiyatri Birliği, kafeinin aniden kesilmesine ilişkin önceki araştırmalara paralel olarak, Kafein Yoksunluğunu, uzun süreli günlük kullanımın ardından kafeinin aniden kesilmesi veya azalması sonucunda ortaya çıkan bir sendrom olarak tanımlamıştır.

Kafein alımı kademeli olarak azaltılırsa, Kafein Yoksunluğunun semptomları (baş ağrısı, azalan uyanıklık ve uyuşukluk) tamamen önlenebilir.

Kahve ve Nörodejeneratif Bozukluklar

Son araştırmalar, alışkanlık haline gelen kahve tüketiminin özellikle kadınlarda yaşlı yetişkinlerde bilişsel işlevi sürdürmeye yardımcı olabileceğini düşündürmektedir. Araştırmalar ayrıca kahvenin Alzheimer ve Parkinson hastalığı gibi nörodejeneratif bozukluklar üzerindeki etkilerini de araştırdı.

Yaşam boyunca düzenli kahve içmek, özellikle kadınlarda yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi yavaşlatabilir ve bu koruyucu etki yaşla birlikte artar.

İnsanlarda yapılan çalışmaların çoğu, ömür boyu düzenli kahve tüketiminin Alzheimer Hastalığına yakalanma riskini azalttığını göstermektedir. Bir meta-analiz, kahve alımının % 17-20 daha düşük Alzheimer Hastalığı riski ile bağlantılı olduğunu buldu.

Araştırmalar, düzenli kahve içenlerin, kahve içmeyenlere göre Parkinson Hastalığına yakalanma riskinin daha düşük olduğunu göstermektedir. Kafein alımının artmasıyla risk azalır.

Kahvenin nörolojik fonksiyon üzerindeki bu etkilerinden sorumlu olan bileşenler halen araştırılmaktadır. Kafein bir rol oynayabilir, ancak kahvenin diğer nöroprotektif, antioksidatif veya antiinflamatuar bileşenleri de adaydır. Bununla birlikte, Parkinson Hastalığı için yapılan araştırmalar, potansiyel önleyici etkinin kafeinden kaynaklanabileceğini öne sürüyor.

0 0
Organik Vitaminlerin Çocuklar Ve Anneler İçin Faydaları

Organik Vitaminlerin Çocuklar Ve Anneler İçin Faydaları

Düzenli olarak vitamin almak çok sayıda sağlık yararı sağlayabilir ve siz ve aileniz için organik vitaminler seçmek, ailenizin vücutlarını ve bağış...

5 Doğal Cilt Bakımı İpuçları

5 Doğal Cilt Bakımı İpuçları

Herkes sivilcesiz kusursuz bir cilt ister. Bazı doğal cilt bakımı ipuçları arıyorsanız, doğru sayfaya geldiniz. Bu makalede ortaya çıkan güzellik s...

Aloe Veranın Sırları

Aloe Veranın Sırları

Humuslu toprakta yetiştiği bilinen aloe veranın mükemmel sır dolu yapısı günden güne dikkat çekiyor. Son 2 yıl içinde oldukça önemli derece de rağb...