Bağışıklık sisteminin bozulması ile lenf ödem şeklinde ortaya çıkan fil hastalığı, vücudun bazı bölgelerinde şişmeler oluşturmaktadır. Bu sayede ayak, el ve bacaklarda oluşan şişlikler nedeniyle kişinin hareket kısıtlılığı yaşaması anlamıyla yorumlanıyor. Fazla bilinmeyen bir hastalık olmasına rağmen dünya çapında birçok kişide görülen bir hastalık türüdür. Lenf bezlerinin tıkanmasıyla meydana gelen bu rahatsızlık yaşamsal döngüyü de zorlamaya başlıyor. Hastalığın başlama ve ilerleme süresinde lenf bezlerindeki sıvı kaybı ve tıkanıklıklar ilerlemesini sağlıyor. Bu nedenle riskli bir durum oluşturmaya başlıyor. Çoğu kişi bu hastalığı yaşamasına rağmen anlayamıyor. Fakat belirtileriyle ortaya çıkan hastalık doğru teşhis ve tedavi sonrası düzelebilecek durumdadır.
Fil Hastalığı Belirtileri
Lenf bezlerinin ödem toplaması nedeniyle ortaya çıkan fil hastalığının en belirgin belirtisi kol ve bacak bölgelerinde şişlik oluşturmasıdır. Parmaklarda belirgin şişlik oluşmaya başlıyor. Bu şekilde rahat hareket edilmesi de zorlaşıyor. Ağrı ve rahatsızlık hissi oluşmaya başlıyor. Ayrıca ağız içinde tat alma dokusunun kaybı yaşanıyor. Beraberinde derinin dokusu sertleşmeye başlıyor. Sanki üzerinde birkaç tabaka daha varmış gibi hissedilmesi mümkün oluyor. Oluşan durum sonrası günlük rutin işlerinizde zorlanmalar başlıyor. Bu nedenle hareket kısıtlılığı oluşuyor. Ayrıca cilt derisinde kıvrımlar oluşmasıyla birlikte siğil adı verilen şeyler meydana gelmeye başlıyor. Bunun yanı sıra bazı bölgelerden sıvı akması da yaşanabiliyor. Ödemin birikmesi ve taşması olarak düşünebileceğiniz bu durum oldukça rahatsız edici oluyor.
Fil Hastalığının Nedeni
Fil hastalığı vücutta bulunan bazı hastalıkların sonrasında oluşmaya başlıyor. Genetik bozukluğunda etki ettiği bu rahatsızlık öncesinde bazı durumlar önemli hale geliyor. İlk olarak kanser tedavilerinde görülen bir durum olduğu gerçeği kabullenilmiş durumların arasında yer alıyor. Özellikle kemoterapi sonrasında ortaya çıkabilen bu durum yaşamsal faaliyetleri de kısıtlıyor. Yan etkileri çok yüksek olan ilaçları uzun süre kullandığınızda da bu hastalığı tetikleyebilirsiniz. Özellikle iklimsel bir faktör olan nemli bölge hastalığı romatizma rahatsızlığında kullanılan ilaçlar ve uzun süreli tedaviler fil hastalığa yol açabiliyor. İltihaplı eklem romatizması yaşayan kişilerde de şişlik oluşması ve benzer etkilerin yaşanması fil hastalığı ile karıştırılabiliyor. Bunun için doğru teşhis önemli rol oynuyor. Ayrıca ameliyat geçiren kişilerde lenf bezlerinin tahribat olması ya da zarar görmüş olması bu hastalığa yol açabiliyor. Bunun dışında peş peşe yakalanan mantar hastalıkları da fil hastalığının tetikleyicisi oluyor. Psikolojik ve fiziksel anlamda yaşanılan travmalar da etkiliyor. Ayrıca sıkça enfeksiyon geçirilmesi hastalığın başlangıcında öncülük ediyor. Bulaşmasını sağlayan faktörlerden biri ise; sivrisineklerin taşıdığı parazitler olarak belirlenmiştir.
Fil Hastalığı Çeşitleri
Fil hastalığı iki çeşide ayrılır. Primer lenfödem ve sekonder lenfödem olarak bilinir. Primer lenfödem hastalığı kalıtsal şekilde gelişmekte olan fil hastalığı türüdür. Sekonder lenfödem ise; lenf bozulması sebebiyle ortaya çıkan durumdur. Genellikle bir başka hastalığın beraberinde yaşanması veya ameliyat ve ağır tedaviler sonrası ortaya çıkma hali olarak belirleniyor. Bu hastalığın çıkış nedenleri tam anlamıyla belirgin bir şekilde gözükmemesine rağmen iki farklı kola ayrıldığı için tedavisi oldukça zordur. Lenf bezlerindeki sıvı akışkanlığının düzelmesi ve bazı ilaçların tedavisi ile kontrol altına alınabiliyor. Tedavi süresinde cildin yapısında da bozukluklar yaşanacağı için cildiye bölümünden de destek alınması gerekiyor. Çift yönlü tedavinin yanı sıra hastanın kendisi de iyileşmeye karşı istekli davranması gerekir. Çünkü hayatı zorlaştıran ve psikolojinin çökmesini sağlayan bir hastalık türü olduğundan hastanın kendini en kötü şekilde hissetmesini sağlayacak hastalıktır.
